Telefonların İnanılmaz Değişimleri

Telefonun icadı şüphesiz insanlık için çok önemli bir icattır. Günlük yaşamda telefonlar; su, elektrik gibi zaruri bir ihtiyaç haline gelmiştir. Cep telefonsuz dışarı çıkan bir insan kendini çok kötü hissedebilmektir. Hatta telefona başka anlamlar yükleyenlerin olduğu da görülmüştür. Yani telefonların hayatımızdaki yeri tartışmasız kesinleşmiştir.

Fakat telefonlar konusunda bu gün gelinen noktaya baktığımızda gerçekten çok büyük değişimlere sahne olmuştur telefonlarımız. 1876 yılında telefonu icat eden Alexander Graham Bell bugünkü durumu tahmin bile etmemişti. Gelinen nokta gerçekten çok garip. İnsanın şöyle bir nereden nereye diyesi geliyor.

Şöyle bir baktığımızda Türkiye'de ev telefonları çok lüks evlerde bulunur ve her yerde de hattı bulunmazdı. Telefonla köyü, orayı-burayı aramak isteyenler jeton alıp merkezi yerlerde bulunan ankesörlü telefonlara gider konuşmalarını orada yaparlardı. Hatta çoğu zaman sıraya girmek zorunda kalırlardı. Sonra cep telefonları ortaya çıktı ve ev telefonlarının papucu deyim yerindeyse dama atıldı. Bu sefer de ev telefonları yavaş yavaş evlere girmeye başlayıp, cep telefonları sadece belli kesimlerde kullanılmaya başladı. Tabi ilk çıkan cep telefonlarını hatırlamak lazım:

Zamanla cep telefonları ucuzlamaya başladı. Ucuzladıkça daha güzel daha özellikli cep telefonları çıkmaya başladı. İlk olarak telefonlarda radyo desteğiyle tanıştık. Derken düşük kaliteli kameralı telefonlar çıktı. Daha sonrası ardı sıra geldi zaten. Kameraların kalitesi gitgide arttı. Radyo desteği yerini dışarıdan istediğin müziği yükleyip dinleme zevkine bıraktı. Hafıza kartı ile arttırılabilir hafızalı telefonlarla tanıştık. Kameralar birken iki oldu. Telefonlarla görüntülü konuşmaya başlandı. Telefonda radyodan, müzikten sonra televizyon izlenmeye başlandı.Artık yol sorma devri bitti çünkü telefonlar navigasyon özelliğiyle o işe de el attı. Tabiki bütün bunlar cep telefonlarına entegre edilirken yeni bir sorunla karşı karşıya gelindi. O da şarj sorunuydu. O soruna da yeni çözümler geldi. Artık o da yaşantımıza girmeye başlayacak. Şarjı hiç bitmeyen telefonlar. Daha aklıma gelmeyen ve bilmediğim bir sürü şey daha. Teknolojide gelinen son nokta bu. Son nokta derken daha yenisi yapılamaz diye değil. Fakat son yapılan bunlar. Daha neler yapılacak kim bilir. Onu da bize zaman gösterecek.

Şimdi bu kadar yürüdükten sonra geriye dönüp baktığımızda;

İzmir'de bir ankesörlü telefon kulübesinin kuşlara yuva olduğunu görüyoruz. Çünkü artık pek kullanılmıyor.

Teknolojiye şaşırmamak ve onun karşısında durmak mümkün değil. Bugünkü yazımız biraz teknoloji, birazsa teknolojinin tarihi üzerine oldu. Bir dahaki yazıda görüşmek üzere kendinize iyi bakın.